Kayıtlar

Kasım, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Son Mektup: Merhaba

Resim
  Çorak topraklar üzerine kurulmuş birkaç evden birinden yaşıyordu Mavi. Solmuş kırmızı rengi, dökülen çatısı, tüten bacası ve zili asla çalmayan evinde kimsesizliğin içinde kimse olarak vücut bulmuştu. Her gün eskimiş kahverengi çerçeveli penceresinin önüne geçiyor, çaresizce uzun patikayı gözlüyor, mavi üniformalı adamın ufukta belirmesiyle kendini pencerenin dışındaki ıssız dünyaya atıp koşmak için can atıyordu. Beklediği gün sayısı gittikçe artıyordu. Ümitsizce postacının yolunu gözleyen Mavi, bütün sabrıyla pencerenin önünden ayrılmıyordu. Oysa beklediği mektupta iki satıra bile razıydı. Beklediği onca zamana karşı tek bir mektup ve içinde tek bir cümle. Bu Mavi’yi mutlu yeterdi. En azından göğsünün üzerindeki inanç yükü kalkar, rahat bir nefes alırdı sürgün edildiği sessizliğin isli havasında. Tek bir cümleyle varlığına dair duyduğu şüpheler yok olur, bu küçük kasabanın içindeki ‘hiç’ olmaktan kurtulurdu. Yastığına akıttığı yaşların gidecek bir yeri olurdu kendisinin aksine.

“Yorgun Boyalar”

  Güneş batmaya yaklaştığında yorgunluk omuzlarına kalıcı bir yerleşke kurmuştu. Taşlı yolda, kırk altı numara ayakkabılarını sürüye sürüye çocuk parkından olabildiğince uzaklaşarak banklardan birine oturdu ve gözlerini kapattı. Rüzgârın oluşturduğu dalgaların huzurlu sesi, tüm gün kulaklarına dolup beynini ele geçirmeye çalışan çocuk seslerinden katbekat iyiydi. Sabahtan beri giyindiği rahatsız ayakkabıları çıkartıp tüm gün üzerinde durduğu için şişmiş olan ayaklarını havaya kaldırdı ve ağlar gibi sızlandı. Oturmak istemişti,   hatta çok kısa bir an buna fırsat bulmuştu ama izin vermemişlerdi. Saniyesinde yanına koşup kocaman açtıkları oyun heveslisi gözleriyle kırmızı tulumunu çekiştirmiş ve ellerinde tuttukları balonları yüzüne atmışlardı. Kim bilir ne durumdaydı yüzü… Bakıp, temizlemeye fırsat bulamadan kendini kalabalıktan kurtarmış ve arkasını döndüğü gibi topuklarına vura vura kaçmıştı. Yine de bugünkü işi geçen haftakinden daha insaflıydı, bunu yadsıyamazdı.   Bankın kenarı