"Uğultulu Tepeler"

Uğultulu Tepeler... Geçen sene içinde aldığım, aldıktan hemen sonra okuduğum ve her sayfasında yazarın anlatım tarzına, oluşturduğu karakterlere, kurgusunun ilerleyişine hayran kaldığım bu eseri daha önce neden okumadığımı düşünüp sinirlenirken, şimdi okuduğum için de mutluyum. Her kitabın bir zamanı vardır, bunu bilirim ve savunurum. O yüzden Uğultulu Tepeleri bu kadar geç okuduğum için mutluyum. 




Kitabın Sayfa Sayısı: 405

Yayınevi: Can Yayınları - (Klasiklerin çevirisi konusunda Can Yayınları oldukça iyi.)

Basım Yılı: 1847

Konu: Eve evlatlık olarak gelen Heathclif ile evin biricik kızı Catherin birbirlerine aşık olur fakat Catherine bu aşktan vazgeçip zengin komşuları Linton ile evlenir. Bunun üzerine evden ayrılan Heathcliff, yıllar zonra zengin bir adam olarak geri döner ve hem Catherine'den hem de Edgar Linton'dan intikamını almaya başlar.  

Ana fikir: Aşk yeri geldiğinde nefrete dönüşebilir ve nefret aşktan daha güçlü olabilir. 

Kitaptaki Karakterler: Kitap hakkında spoiler içerebilir aman dikkat! 


Bay Lockwood:  Bay Heathclif’in malikânesini kiralamaya gelen, Uğultulu Teperler'de kalmaya karar veren olayın anlatıcısı olan kişidir. Roman boyunca kendisini hikayenin dışında kalan bir dinleyici ve hatta yorumlayıcı olarak görürüz. Adeta biz okurlara benzer. 

Bay Heathclif:  Soğukkanlı, asık suratlı sakin tabiatlı bir adamdır. Uğultulu Tepelerdeki Malikânenin sahibidir. Catherine'nin onun aşkı yerine Linton'u seçmesi ile aşkına engel olan herkesten intikam almaya başlamış, kindar bir insandır. Yazarın kalemi ne kadar kuvvetliyse bu kadar kötü bir karakterden nefret etmek zamanla imkansız hale gelmiştir. Catherine'yi tanıyınca ne demek istediğimi anlayacaksınız. 

Joseph: Bay Heathclif ‘in tek yardımcısıdır. Yaşlı ama gücü kuvveti yerinde bir adamdır.

Catherine, Bay Heathclif’in evlenmek istediği ama evlenemediği kadındır. Şımarık, bencil, hatta biraz deli bir kadındır ki bence Heathclif'i bu hale getiren ta kendisidir. 

Isabella: Bay Heathclif’in sadece intikam olsun diye evlendiği kadındır. Kendisi,  Edgar Linton’un kız kardeşidir. Bay Heathclif’, sevgilisi Catherine ile Edgar Linton’dan intikam almak için Isabella evlenmiş ve yine sırf kötülük etmek amacıyla kendi oğlunu, Edgar Linton'un ve Catherine’nin kızı Cathy ile zorla evlendirmiştir.

Edgar Linton: Catherine ile evlenen “ Uğultulu Tepeler “  malikânesi yakınlarındaki komşu malikâne sahibidir. İyi yürekli, karısını ve kızını seven, ailesine bağlı bir adam olan Linton'un bu kitapta hakkı çokça yenmiştir. 

Cathy, Edgar Linton ile Catherine’nin kızı. Annesi gibi cadı, yeri geldiğinde bencildir ama ondan daha iyidir ve ona tıpatıp benzer. 

Nelly: Esasında hikayeyi onun ağzından dinlemekteyiz. Catherine'i büyüten evin yardımcısıdır ve yıllarca onlara hizmet edip her anlarına şahit olmuştur. Bu sebeple Bay Lackwood'a hikayeyi Nelly anlatır. 


Alıntılar: 


Akıllı bir insan için en iyi arkadaş yine kendisidir.

*

"Niçin her zaman böyle iyi bir kız olmazsın Cathy?"

"Niçin her zaman böyle iyi bir baba olmazsın bana?"

*

"Yediği tekmeleri hak etmiş de yine de çektikleri yüzünden, yalnızca tekmeyi atandan değil, bütün dünyadan da nefret eden bir alçak tavrı takınma!"

*

Kötü bir yürek en sevimlileri bile çirkinden de kötü yapar.

*

Bir yaşam boyu süren sevgi buralarda belki de olur, oysa ben bir yıl süren sevgi yoktur, der dururdum.

*

"...o kendisini ne kadar sevdiğimi hiç bilmeyecek; hem onu yakışıklı filan diye sevmiyorum, Nelly; benden daha çok bana benziyor da onun için seviyorum. Ruhlarımız her neden yoğrulmuşsa, ikimizinki de aynı."

*

"Ama kesinlikle sen de bilirsin, başka herkes de bilir ki, kendinizin dışında, yine siz olan başka bir varlık vardır ya da olmalıdır. Eğer ben yalnızca bu beden içinde var olsaydım, yaratılmamda ne yarar olurdu; benim bu dünyada çektiğim büyük acılar Heathcliff'in de acıları olurdu. Benim yaşamım onda odaklaşır. Yeryüzünde her şey yok olsa da yalnız o kalsa, ben var olmakta devam ederim; başka her şey yerinde dursa da yalnız o yok olsa, evren bana tümüyle yabancılaşır."

*

"Öp beni yine, gözlerini gösterme! Bana yaptıklarını bağışlıyorum. Ben kendi katilimi seviyorum; ama seninkini, onu nasıl sevebilirim?"

*

"Ona olan aşkımı asla sözcüklere dökememiştim, ama eğer bakışların da bir dili varsa, dünyanın en aptal insanı bile onun için deli divane olduğumu anlayabilirdi." 



Yorumum

Okuduğum en ilginç kitap olduğuna eminim. Karakter tahlilleri özellikle çıkartılmalı. İki deli, aklı başında olmayan insanın delicesine hissettikleri aşk; şiddete, intikama, kin ve nefrete dönüşüyor. Tek onları değil çevrelerindeki herkesi etkiliyor. Hikayenin esas kötüsü her sayfada değişse de kötü olmayan tek kişi var o da şüphesiz hakkı yenip duran Edgar Linton. Tek suçu Catherine ile evlenmek  ve ona karşı hep boyun eğmesidir. Kötü bir aşk hikayesi nasıl bu kadar güzel ve akıcı anlatılmış gerçekten inanamıyorum. İlk başta romantik ve imkansız bir aşk hikayesi okuyacağımı zannetsem de sayfalar ilerledikçe ve karakterleri tanıdıkça yanıldığımı fark ettim. 

Hikayeyi özetleyecek olursam: İntikam, aşk ve bolca delilik! 









Yorumlar

  1. Uzun seneler önce almıştım ama henüz okumadım. Önümüzdeki aylar için okuma listeme ekliyorum. Kalemine sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 😍😍😍 şimdiden iyi okumalaraaar:)

      Sil
    2. Merhaba. BCP etkinliğine bu sene de devam ediyoruz. Katılmak istersen bloğa mesaj birak lütfen.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BCP-Temmuz/ Her Öğretmenin İzlemesi Gereken 2 Hint Filmi

Charles Dickens / İki Şehrin Hikayesi - Kitap yorumu

Öve Öve Bitiremediğim İki Roman- BCP/Mart